BAĞIMLI KİŞİLİK BOZUKLUĞU NEDİR?
SINAV KAYGISI
18 Ocak 2024
ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU
5 Şubat 2024
Bağımlı kişilik bozukluğu, kişinin başkalarına aşırı bağımlı olma eğiliminde olduğu bir durumu ifade eder. Bu bozukluğa sahip bireyler genellikle kendilerini başkalarına bağlı hissederler ve kendi başlarına karar verme veya sorumluluk alma konusunda zorlanabilirler. İşte bağımlı kişilik bozukluğuyla ilişkilendirilen bazı özellikler:
- Başkalarına Aşırı Güvenme: Bu kişiler, kendilerini başkalarına aşırı derecede bağlı hissederek, kendi yetenekleri konusunda şüpheci olabilirler. Başkalarının desteği olmadan hayatlarını sürdürmekte güçlük çekebilirler.
- Dayanma ve Teslimiyetçi Davranışlar: Bağımlı kişilik bozukluğu olan bireyler, genellikle başkalarının yönlendirmesine ve kontrolüne ihtiyaç duyarlar. Kararlarını başkalarına bırakabilir ve kolayca etkilenilebilirler.
- Yalnız Kalamama: Bu kişiler, yalnız kalmaktan hoşlanmazlar ve yalnız kaldıklarında kendilerini çaresiz veya korkmuş hissedebilirler. Bu nedenle, sürekli bir ilişki veya destek arayışında olabilirler.
- Eleştiriye Karşı Hassasiyet: Eleştiriye karşı aşırı hassas olabilirler ve eleştirildiklerinde hemen reddedilmiş gibi hissedebilirler. Bu durum, ilişkilerinde sorunlara neden olabilir.
- Depresyon, Alkol veya Madde Kullanımı: Bağımlı kişilik bozukluğu olan bireyler, bağımlı oldukları kişi veya kişilerle olan ilişkilerinde yaşanan zorluklarla başa çıkabilmek için depresyon, alkol veya madde kullanımına yönelebilirler.
- İstismara Maruz Kalma Riski: Bağımlı kişilik bozukluğu, bireyin kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atması ve başkalarına bağımlı olma eğilimi nedeniyle istismara maruz kalma riskini artırabilir. Fiziksel, duygusal ve cinsel istismar bu kişiler için daha büyük bir tehlike olabilir.
Bu belirtilerle başa çıkmak için psikoterapi genellikle önerilen bir tedavi yöntemidir. Terapi, bireyin özgüvenini artırma, bağımlılık eğilimlerini azaltma ve sağlıklı ilişki becerileri geliştirme konularında yardımcı olabilir. Ayrıca, bağımlı kişilik bozukluğu olan bireylerin destek gruplarına katılması ve sosyal becerilerini güçlendirmesi de önemli olabilir.
Bağımlı kişilik bozukluğu olan bireylerin yaşadığı bu belirtiler, genellikle kişinin kendine güvensizlik, bağımlılık ve terk edilme korkusu gibi duygusal zorluklarla başa çıkma şekillerini yansıtır. Bu durumlar, günlük yaşamda etkileşimlerde bulunma, iş ortamlarında başarılı olma ve kendi kararlarını alma konularında ciddi sınırlamalara neden olabilir. Ayrıca, bu özelliklere sahip bireylerin sağlıklı ve dengeli ilişkiler kurmalarını zorlaştırabilir.
Bu belirtilerle başa çıkma ve bağımlı kişilik bozukluğuyla baş etme süreci genellikle uzman bir sağlık profesyoneli, terapist veya psikiyatrist tarafından yönlendirilen terapi seanslarıyla mümkündür. Terapi sürecinde, bireyin duygusal zorlukları anlaması, özsaygısını geliştirmesi, kendi ihtiyaçlarını ifade etme becerilerini öğrenmesi ve ilişki dinamiklerini anlaması gibi konular ele alınabilir.
Ayrıca, bireyin bu özellikleri üzerinde çalışması için motivasyonu ve isteği de önemlidir. Kendi düşünce ve davranışlarını fark etmeye, eleştiriye daha sağlıklı bir şekilde yanıt vermeye ve kendi kararlarını almaya yönelik birçok terapi yaklaşımı etkili olabilir.
Bu süreçte, destek çevresinin de önemi büyüktür. Aile üyeleri, yakın arkadaşlar veya sevdiklerinden alınan destek, bireyin değişim sürecini kolaylaştırabilir. Ancak, bu desteklerin profesyonel rehberlikle birleştirilmesi genellikle daha etkili sonuçlar doğurabilir.
Unutulmamalıdır ki her birey farklıdır ve terapi ihtiyaçları da buna bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, kişinin durumunu en iyi değerlendirebilecek uzman bir sağlık profesyoneli ile çalışmak önemlidir.
